Ev Yıkımlarının Tarihi
İngiliz Mandası dönemine kadar uzanan ev yıkımları, 1936-1939 yıllarında Filistin direnişine karşı İngiliz ordusunun evleri hedef almasıyla başladı. Bu uygulamalar, köylerin tamamen yok edilmesine kadar gitti. 1945’te ise Savunma Yönetmeliği ile yerel komutana ev yıkımı yetkisi verildi. 1967’den sonra İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’yi işgaliyle ev yıkımları arttı.
İsrail’in Yıkım Politikası
İsrail ordusu, Filistin direnişine karşı ev yıkma politikasını benimsedi. D9 ağır zırhlı araçlar ve bombalama yöntemleri gibi çeşitli yöntemler kullanılarak evler havaya uçuruldu. İsrail, bu uygulamaları caydırıcı politikalar olarak meşrulaştırdı.
Uluslararası Hukuk ve Ev Yıkımları
Ev yıkımları, 1949’da çıkarılan Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nde düzenleniyor. Sözleşmeye göre, işgalci güç tarafından özel mülklere zarar vermek yasaktır. Ancak İsrail, Filistin topraklarının Sözleşme’ye taraf olmadığı gerekçesiyle uygulamalarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
Uluslararası Af Örgütü, insan hakları anlaşmalarının tüm alanlarda geçerli olması gerektiğini savunuyor ve İsrail’in bu iddiasını kabul etmiyor. Ev yıkımları uluslararası hukukta toplu cezalandırma olarak değerlendiriliyor ve sivil halkı hedef alması nedeniyle kınanıyor.
İsrail’in Filistin’deki ev yıkımları, uzun bir tarihe dayanıyor ve uluslararası hukuka aykırı olarak görülüyor. Evlerin yıkılması, sivil halkı cezalandırma amacı taşıdığı için insan hakları ihlali olarak değerlendiriliyor. Bu uygulamaların sona erdirilmesi ve barışçıl çözümlere yönelinmesi, bölgedeki gerginliğin azaltılması için önemli bir adım olacaktır.